Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı’ndan Kamu Çalışanlarına Destek Açıklaması
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinin iktidar kanadı tarafından bilinçli şekilde tıkandığını ve kamu işçilerinin açlıkla yüz yüze bırakıldığını belirtti. Taşcıer, 27 Şubat’tan bu yana süren Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinde iktidarın kamu işçilerine yönelik hiçbir teklif sunmamasını “bir oyalama ve yoksullaştırma stratejisi” olarak değerlendirdi.
ÜÇ BUÇUK AYLIK SESSİZLİK SİYASİ TERCİHTİR
Taşcıer, kamu işçilerini ilgilendiren görüşmelerin 27 Şubat’tan bu yana tek taraflı sürdüğünü, kamu işçilerinin hâlâ bir önceki yılın ücretleriyle çalıştırıldığını vurguladı. “Aradan geçen üç buçuk aya rağmen, iktidar cephesinden işçilerin ekonomik ve sosyal haklarına dair hiçbir somut teklif masaya konulmamıştır” diyen Taşcıer, bu sessizliği “organize bir oyalama stratejisi” olarak nitelendirdi. “AKP, kamu işçisinin alın terini yok saymakta, zamanı tüketerek işçileri açlık sınırının biraz üstünde bir ücrete razı olmaya zorlayan bir çıkmaza sürüklemektedir” ifadelerine yer verdi.
Taşcıer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “Bayramdan sonra” diyerek süreci geçiştirmeye çalıştığını, AKP iktidarının ise milyonlarca emekçiyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etmekle kalmayıp talepleri görmezden gelerek toplu pazarlık hakkını fiilen askıya aldığını belirtti. “Anayasal haklara yönelik açık bir siyasi gaspla karşı karşıyayız” dedi.
ÜCRETLİNİN LOKMASINA GÖZ DİKEREK ENFLASYON DÜŞÜRÜLEMEZ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “enflasyonla mücadele” adı altında yürüttüğü programın aslında emekçilerin ücretlerini baskılayarak halkı yoksullaştırma programı olduğunu belirten Taşcıer, “İktidar, IMF’nin telkinleri doğrultusunda, kamu işçisinin ücretine yapılacak artışı bile uluslararası sermayeye endekslemektedir” ifadelerine yer verdi. IMF’nin 2025 için öngördüğü yüzde 31’lik enflasyonun, “AKP’nin kamu işçisine reva gördüğü açlık sınırına yakın zam oranı” olduğunu ifade etti. Merkez Bankası’nın son enflasyon raporundaki “reel ücret artışları ılımlı seyredecek” ifadesinin de “milyonlarca işçinin sofrasının küçüleceğinin, yoksulluğun derinleşeceğinin itirafı” olduğuna dikkat çekti.
Ocak 2025 itibariyle ortalama kamu işçisi maaşının 43.600 TL civarında olduğunu, yoksulluk sınırının ise 81.000 TL’yi aştığını belirten Taşcıer, “İktidarın bir türlü masaya getirmediği teklifle hedeflenen artış dolayısıyla işçiye ne nefes aldırır, ne de insanca yaşamayı mümkün kılar” ifadelerine yer verdi.
TENCEREDE ET ÜSTÜNDE KAPAK YOK
Taşcıer, TÜİK verilerine göre en düşük gelir grubundaki yurttaşların artık gıda harcaması yapamaz hale geldiğini belirtti. “Çünkü barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar tüm bütçeyi yutmuş durumda” dedi. Gıdaya yapılan harcamanın yüzde 30’a gerilediğini, barınma giderlerinin ise yüzde 33’e yükseldiğini belirten Taşcıer, “Beslenme ihtiyacının artık lüks haline geldiği günümüzde, AKP ‘sabır’ vaazlarıyla yoksulluğu yönetmeye çalışıyor. Karşımızda duran ekonomik kriz değil, AKP’nin yarattığı sefalet rejimi ülkeyi tüketmektedir” ifadelerine yer verdi.
TÜRKİYE YOL AYRIMINDA
Taşcıer, Türkiye’nin iki yol arasında tercih yapmak zorunda olduğunu söyledi: “Ya IMF güdümünde ilerleyen ve emeği baskı altına alan Şimşek programı sürdürülecek ya da sosyal devlet anlayışıyla uyumlu, insanca yaşamaya yetecek ücret politikaları hayata geçirilecektir” Bu seçimin, sadece ekonomi politikası değil, “kimden yana saf tutulacağının da açık göstergesi” olduğuna dikkat çekti.
Son olarak, “Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak emeğin, alın terinin ve toplumsal adaletin safındayız; emeği yücelten, halkı yoksulluğa değil onurlu yaşama taşıyacak bir düzen için, Emeğin Türkiyesi’ni kurmak için mücadele veriyoruz” dedi.